🦅 Koray Avcı: Beşiktaş’ın Gökyüzündeki Değil Sahadaki Kartalı ve Sessiz Direnişi

Koray, unutulmadı. Bugün bile adı marşlarda geçiyor, maç öncesi hatırlanıyor ve onun gibilerin yeri hala dolmuş değil.

Herkes onu Kadıköy’deki maçta uyduruk penaltı ve kırmızı kart sonrası Türk Futbol Sistemine attığı golle hatırlasa da derinlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor. Beşiktaş, futbol tarihine sadece yıldızlarla değil; mücadele ruhunu formasına işleyen, sahada teriyle savaşan ve karakteriyle iz bırakan oyuncularla adını yazdırmıştır. Bu oyunculardan biri de şüphesiz Koray Avcı’dır. Sahada sadece oynayan değil, aidiyet duygusunu yansıtan ve takım ruhunu her dokunuşuna taşıyan bir futbolcuydu. Ancak ne yazık ki Beşiktaş’ın ruhunu temsil eden bu adam, sadece birkaç milyon avroluk bir takasta “verilen oyuncu” olmaktan öteye geçemedi. Beşiktaş gibi bir kulübün, böyle karakterli bir oyuncusunu gözden çıkarması, hâlâ birçok taraftarın içinde dinmeyen bir sızıdır.

Koray Avcı’nın Beşiktaş’a gelişi, dönemin teknik direktörü Rıza Çalımbay‘ın özel isteğiyle oldu. 2005 yılında Çaykur Rizespor’dan transfer edilen Avcı, siyah-beyazlı formayla 3,5 yıllık sözleşme imzaladı. İlk iki maçta dahi “Bu kadar mı gözden kaçar bir oyuncu?” dedirtecek seviyede performans gösterdi. Oynadığı bölge stoper de olsa, ön libero da olsa, bazen de merkez orta saha, onun sahada olduğu her an güven veren bir çizgisi vardı.

Herkes onu Kadıköy'deki maçta uyduruk penaltı ve kırmızı kart sonrası Türk Futbol Sistemine attığı golle hatırlasa da derinlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor. Beşiktaş, futbol tarihine sadece yıldızlarla değil; mücadele ruhunu formasına işleyen, sahada teriyle savaşan ve karakteriyle iz bırakan oyuncularla adını yazdırmıştır. Bu oyunculardan biri de şüphesiz Koray Avcı’dır. Sahada sadece oynayan değil, aidiyet duygusunu yansıtan ve takım ruhunu her dokunuşuna taşıyan bir futbolcuydu. Ancak ne yazık ki Beşiktaş'ın ruhunu temsil eden bu adam, sadece birkaç milyon avroluk bir takasta "verilen oyuncu" olmaktan öteye geçemedi. Beşiktaş gibi bir kulübün, böyle karakterli bir oyuncusunu gözden çıkarması, hâlâ birçok taraftarın içinde dinmeyen bir sızıdır.
Mustafa Koray Avci, Besiktas

Transfermarkt profiline göre:

  • Toplam Resmi Maç: 328
  • Toplam Gol: 16
  • Asist: 13
  • Toplam Süre: 27.144 dakika
  • Milli Takım: A Milli (6 maç / 1 gol), A2 (2), U21 (10), U19 (1)
  • Beşiktaş Kariyeri: 100+ resmi maç
  • Ana Mevkiler: Ön Libero, Stoper, Libero

Fiziksel olarak hiçbir zaman en hızlısı ya da en güçlü oyuncu olmadı. Ancak oyun zekâsı, sezgileri ve saha içi disiplini, onun her zaman ilk 11’in vazgeçilmezi olmasını sağladı. Özellikle top kapma becerisi ve oyunu dikine oynama isteği, Beşiktaş orta sahasına dinamizm kazandıran önemli bir etkendi.

Koray Avcı’nın Beşiktaş’tan ayrılması, Filip Holosko transferinin bir parçası olarak gerçekleşti. Ancak bu takas, sadece bir futbolcu gönderimi değil; Beşiktaş ruhuna, savaşçı kimliğine, istikrara ve aidiyete atılan bir darbe olarak görüldü. Taraftar hâlâ o dönemin yönetimini affedemiyor.

“Bu futbolcuyu gönderenlerin sırtı bir daha yerden kalkmasın.”
“Koray Avcı’yı Beşiktaş’tan göndermek intihardır.”
“Takımın ruhunu milyon avroların yanında promosyon gibi verdiler.”

Tüm bu sözler, aslında taraftarın içinde ukde kalan derin bir kırgınlığın ifadesiydi.

Herkes onu Kadıköy'deki maçta uyduruk penaltı ve kırmızı kart sonrası Türk Futbol Sistemine attığı golle hatırlasa da derinlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor. Beşiktaş, futbol tarihine sadece yıldızlarla değil; mücadele ruhunu formasına işleyen, sahada teriyle savaşan ve karakteriyle iz bırakan oyuncularla adını yazdırmıştır. Bu oyunculardan biri de şüphesiz Koray Avcı’dır. Sahada sadece oynayan değil, aidiyet duygusunu yansıtan ve takım ruhunu her dokunuşuna taşıyan bir futbolcuydu. Ancak ne yazık ki Beşiktaş'ın ruhunu temsil eden bu adam, sadece birkaç milyon avroluk bir takasta "verilen oyuncu" olmaktan öteye geçemedi. Beşiktaş gibi bir kulübün, böyle karakterli bir oyuncusunu gözden çıkarması, hâlâ birçok taraftarın içinde dinmeyen bir sızıdır.

Milli Takım Haksızlığı: Neden Daha Fazlası Olmadı?

Koray Avcı, 2004-2005 döneminde A Milli Takım formasını 6 kez giydi ve Gürcistan’a karşı attığı gol hâlâ konuşuluyor. Ancak birçok Beşiktaşlı gibi o da Galatasaray ya da Fenerbahçe forması giymediği için uzun soluklu milli kariyer şansı yakalayamadı. Marco Aurelio vatandaş yapılıp millî formayı giyerken, Avcı’nın görmezden gelinmesi, Türk futbolunda yıllardır konuşulan çifte standardın bir örneği oldu.

Unutulmaz 4-3’lük Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde attığı gol ve Ercan Taner’in o meşhur sesi:

“Şimdi pas… Ali Güneş… Koray yerden… GOOOOOL GOOOOOL KORAY ATTI! TARİHİ BİR MAÇ İZLİYORUZ!”

Herkes onu Kadıköy'deki maçta uyduruk penaltı ve kırmızı kart sonrası Türk Futbol Sistemine attığı golle hatırlasa da derinlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor. Beşiktaş, futbol tarihine sadece yıldızlarla değil; mücadele ruhunu formasına işleyen, sahada teriyle savaşan ve karakteriyle iz bırakan oyuncularla adını yazdırmıştır. Bu oyunculardan biri de şüphesiz Koray Avcı’dır. Sahada sadece oynayan değil, aidiyet duygusunu yansıtan ve takım ruhunu her dokunuşuna taşıyan bir futbolcuydu. Ancak ne yazık ki Beşiktaş'ın ruhunu temsil eden bu adam, sadece birkaç milyon avroluk bir takasta "verilen oyuncu" olmaktan öteye geçemedi. Beşiktaş gibi bir kulübün, böyle karakterli bir oyuncusunu gözden çıkarması, hâlâ birçok taraftarın içinde dinmeyen bir sızıdır.

Bu gol, sadece skora değil, Beşiktaş’ın hafızasına da altın harflerle kazındı. Koray Avcı, o maçta olduğu gibi kariyerinin genelinde de mütevazı ama etkili bir kahraman oldu.

Ajans Beşiktaş’a verdiği röportajda Beşiktaş’ı “aşk”, İnönü’yü “unutulmaz”, 4-3’lük Fenerbahçe zaferini ise “anlatılmaz, yaşanır” kelimeleriyle ifade etmişti. Bu tanımlar bile onun Beşiktaş’a ne kadar derin bir aidiyet duyduğunu gösteriyor.

Koray Avcı’nın Sahadaki Kimliği

“Görev adamı” ifadesi Koray Avcı için belki de en doğru tanım.

Sahada her zaman çizgisini koruyan, asla standardın altına düşmeyen bir isimdi.

Kleberson, Cisse gibi oyuncular sürekli yan pas yaparken, o dikine oynamaya cesaret etti.

Hem defans hem orta sahada oynayabilmesiyle çok yönlülük örneği sergiledi.

Beşiktaş’ın tüm yükü omzundaydı ama hiçbir zaman şikâyet etmedi.

Beşiktaşlılık duruşunu en çok yansıtan oyunculardan biri olan Koray Avcı, kariyerinin sonunda bu formayla jübile yapmayı hak ediyordu. Ama olmadı. Çünkü bazı oyuncular için vedalar planlanmaz; onlar sessizce unutulur. Ama Koray, unutulmadı. Bugün bile adı marşlarda geçiyor, maç öncesi hatırlanıyor ve onun gibilerin yeri hâlâ dolmuş değil.

Herkes onu Kadıköy'deki maçta uyduruk penaltı ve kırmızı kart sonrası Türk Futbol Sistemine attığı golle hatırlasa da derinlerde çok daha büyük bir anlam taşıyor. Beşiktaş, futbol tarihine sadece yıldızlarla değil; mücadele ruhunu formasına işleyen, sahada teriyle savaşan ve karakteriyle iz bırakan oyuncularla adını yazdırmıştır. Bu oyunculardan biri de şüphesiz Koray Avcı’dır. Sahada sadece oynayan değil, aidiyet duygusunu yansıtan ve takım ruhunu her dokunuşuna taşıyan bir futbolcuydu. Ancak ne yazık ki Beşiktaş'ın ruhunu temsil eden bu adam, sadece birkaç milyon avroluk bir takasta "verilen oyuncu" olmaktan öteye geçemedi. Beşiktaş gibi bir kulübün, böyle karakterli bir oyuncusunu gözden çıkarması, hâlâ birçok taraftarın içinde dinmeyen bir sızıdır.

🔚 Son Söz

Koray Avcı’nın hikâyesi, Türk futbolunun en büyük açmazlarından birini ortaya koyuyor: Sadakatin değersizleştirildiği bir düzen. Onun Beşiktaş’tan gönderilişi sadece bir futbolcunun ayrılığı değil, Beşiktaş’ın karakter kaybıydı. O, kaptanlık pazubandını taşıdığı takıma hiç veda edemedi. Ama taraftarın kalbindeki yerini hiç kaybetmedi.

Bir adam her topu mu keser? Keser.

A. Cüneyt Toymaz – Eagle Media

10 Yorum

  1. Koray Avcı’nın Beşiktaş’ın “sahadaki kartalı” vurgusu yerinde. Takımın mevcut performansı, potansiyelinin altında. Hücum organizasyonlarında yaşanan sıkıntılar ve savunmadaki zaaflar giderilmeli. Daha disiplinli bir oyun anlayışı ve etkili bir orta saha rotasyonu ile Beşiktaş, hak ettiği yere gelecektir. Teknik ekip ve oyuncuların daha fazla odaklanarak bu eksiklikleri gidermesi gerekiyor.

    0
    0
  2. Koray Avcı, sahada yıldız gibi parlayan değil, savaşarak iz bırakan adamlardandı. Top keserdi, pres yapardı, gerekirse kart görürdü ama formasını asla yarı yolda bırakmazdı. Onun gibiler bugün “nadir” değil, “yok”. Beşiktaş formasını sadece giyen değil, ona karakter katan bir adamdı. Birkaç milyon euro uğruna gözden çıkarılması, hâlâ içimde yara. Sahada sessizdi ama duruşuyla Beşiktaşlılık dersi veriyordu. Kimse onun yerini dolduramadı, kolay da dolduramayacak. Gökyüzüne bakınca değil, sahada görünce anlardık “kartal” ne demekmiş.

    0
    0

Bir yanıt yazın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu