Çaresizliğin Dayanılmaz Ağırlığı

Sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim, yönetimleri, kongresi divanı bu halde olan bir kulübün zaten başarılı olması imkansız. Aşağı yukarı son 10 senedir Beşiktaş camiasının içinde olup bitenler, örgütlenmeler ve gruplaşmalar bugün sahada görülen çaresizliğin aslında asıl sebebi, önce bunu anlamak lazım. Beşiktaş’ta bu iç hesaplaşma bitmeden 122 yıllık camianın olması gerektiği yerde olması imkansız. Zaten dün kongerede yaşananları, kupa yıldız sayıları değil, bir duruşu, ahlakı olan ve sadece hakkıyla kazanmayı istediği için Beşiktaş’lı olanlara anlatmanın bir yolu yok. O yüzden, her ne kadar dünkü olaylara verdiği tepkiyi zayıf bulsam da, Serdal Adalı’nın yolunu açmak ve destek olmak lazım. Beşiktaş’ın artık bu iç hesaplaşmayı bitirmesi ve son yıllarda yaşanan ve dün zirvesini bulan kongre manzaralarına son vermesi şart!

Saha içine girmek istedim ama saha içinde gerçekten konuşulacak bir şey kalmadı. Çebi döneminde kurulmaya başlanan ve Arat döneminde eklenenlerle de “zirve yapan” bu kadro, futbolu başkanlara ya da liyakatsizlere bırakılan kulüplerin, özellikle de bu kulübün ismi Beşiktaş ise ve sistem tosuncuklarını sürekli kollayıp itelerken senin yoluna 30 yıldır taş koyuyorsa, kaçınılmaz kaderinin karanlık ve gotik bir tablosu ve tesadüfen ya da formanın ağırlığıyla gelen başarıların gelip geçici olduğunun bir ispatı oldu. Beşiktaş için sistem ve hoca takımı olmak kaçınılmaz bir gerçek, yoksa görünen o ki, kolluk güçleri her zaman yanında olan “rakipleri” ve sistemle düzenli bir yarış içinde olması mümkün değil. Hele ki son yıllarda olduğu gibi kendiyle mücadele etmek zorunda kalırken..

Dün sahadaki maç kadrosundan sadece Rafa Silva, Gedson’un Beşiktaş seviyesi oyuncular olduğunu göz önünde bulundurursak, geri kalan hiç birinin satılmasında bir sakınca yok. Bunu açarsak özellikle Joao Mario, Chamberlain, Svensson, Salih, Onur ve Immobile yedek bile oturamazken, Masuaku, Rashica, Muci ve Amir belki yedek oturabilir. Sonuç, 8-10 tane net ilk 11 oyuncusu alınmadan başarı çok zor.

Mert’in dün yediği ilk gol ise, özellikle bu maç özelinde kabul edilebilir değil ve tamamen kırılma anıydı. Daha iyisi alınabiliyorsa alınmalı ve ideali iyi bir yedek olması. Paulista ise ancak yanına çok üst düzey ve atletik bir stoper alınırsa ilk 11 başlayabilir, yoksa ideali onun da iyi bir yedek olması. Gençlere ve özellikle Mustafa Erhan’a ise söylenecek bir şey yok, zaman ve oynamaları lazım, ancak sonrasında bir karar verilebilir. 

Burada istisnayı kadroda olmayan Semih ve Emirhan için açmak lazım, Uduokhai ise alınması gereken üst düzey ve atletik sol stoperin yine belki, ancak yedeği olabilir. Semih için aylar önce yazdığım ve Youtube yayınlarında söylediğim şeylerle aynı fikirdeyim, küçük takımın büyük golcüsü olur ve çok ciddi fundamental sorunları var, talibi varsa iyi bir paraya elden çıkarılması en akılcı hareket olur. Emirhan ilk 11 olabilir ve ciddi potansiyeli var, ama yanında Paulista ile zor, iki stoperin en azından birinin atletizmi üst düzey olmak zorunda.
Solskjaer’in ıslıklanması ise, yine son yıllarda takımın seviyesi ile orantılı tribün seviyesinin de ne kadar düştüğünün bir kanıtı oldu. Bilet fiyatları yükseldikçe, taraftarlık nedir futbol nedir tamamen olaylardan bihaber, eğlenmeye gelmiş ve parasının hakkını sahada isteyen taraftar değil tüketici yığınları tribünleri doldurdu. Özellikle Kara Duvar projesi hayata geçirilirse, oraya alınacak seyirci profiliyle ilgili kulübün özel bir çalışma yapması şart. En azından orada ne zaman kim alkışlanır ıslıklanır, sahaya ve hakeme baskı yapılır bilen bir taraftar grubu oluşsun ve artık neredeyse kaybolmak üzere olan İnönü ruhu ve dünya çapında kabul edilmiş Beşiktaş Tribünü geri dönsün.

A. Cüneyt Toymaz